- Adam, hayır dedi, korkma. Sen böyle söyle de onun hastalığı geçsin, bu lütuf yüzünden iyileşsin.
- گفت خواجه نی مترس و دم دهش ** تا رود علت ازو زین لطف خوش
- Ondan sonra sevgilim onun derdini gidermeyi bana bırak sen. Yalnız o ince eleyip sık dokuyan bir kere iyileşsin. 295
- دفع او را دلبرا بر من نویس ** هل که صحت یابد آن باریکریس
- Kadın, o hasta köleye böyle söyleyince öyle ferahladı, öyle kabardı o köle ki âdeta yeryüzüne sığamaz oldu.
- چون بگفت آن خسته را خاتون چنین ** مینگنجید از تبختر بر زمین
- Semirdi, gelişti, benzine kan geldi, kırmızı güle döndü, binlerce şükürler etti.
- زفت گشت و فربه و سرخ و شکفت ** چون گل سرخ هزاران شکر گفت
- Bazen de, hanımcığım, diyordu, sakın bu bir düzen olmasın!
- که گهی میگفت ای خاتون من ** که مبادا باشد این دستان و فن
- Efendi, Ferec’i evlendiriyorum diye bir dâvet yaptı, eşini dostunu çağırdı.
- خواجه جمعیت بکرد و دعوتی ** که همیسازم فرج را وصلتی
- Gelenler de “Ferec, kutlu olsun” diye onu kandırmaktaydılar. 300
- تا جماعت عشوه میدادند و گان ** که ای فرج بادت مبارک اتصال
- Ferec, bu sözleri duyunca artık kızı alacağına iyice inandı. Büsbütün iyileşti, hastalığı kökünden geçti gitti.
- تا یقینتر شد فرج را آن سخن ** علت از وی رفت کل از بیخ و بن
- Ondan sonra gerdek gecesi bir oğlanı kadın kılığına soktular.
- بعد از آن اندر شب گردک به فن ** امردی را بست حنی همچو زن
- Elini, bileğini gelinler gibi kınaladılar. Âdeta ona tavuk gösterip horoz verdiler.
- پر نگارش کرد ساعد چون عروس ** پس نمودش ماکیان دادش خروس