English    Türkçe    فارسی   

6
2998-3007

  • Gözün, havayı gözler durur. Yeryüzüne yabancı kesilir, gökyüzüne âşık olursun.
  • منتظر بنهاده دیده در هوا  ** از زمین بیگانه عاشق بر سما 
  • Fakat sana eşek huyu verirse yüzlerce kanadın olsa uçar, ahıra konarsın!
  • چون نهد در تو صفت‌های خری  ** صد پرت گر هست بر آخر پری 
  • Aşağılık fare, suret bakımından aşağı olmadı. Pisliğinden çaylağa zebun oldu. 3000
  • از پی صورت نیامد موش خوار  ** از خبیثی شد زبون موش‌خوار 
  • Yemek peşinde koşan hain olan, karanlığa tapan, peynir, fıstık ve pekmezle sarhoş olur.
  • طعمه‌جوی و خاین و ظلمت‌پرست  ** از پنیر و فستق و دوشاب مست 
  • Eşsiz doğan kuşunda bile fare huyu olursa farelere ar olur, hayvanlar ondan utanırlar.
  • باز اشهب را چو باشد خوی موش  ** ننگ موشان باشد و عار وحوش 
  • Oğul Harut’la Marut’a Tanrı insan huyunu verdi, melek huyları değişti.
  • خوی آن هاروت و ماروت ای پسر  ** چون بگشت و دادشان خوی بشر 
  • “Biz Tanrıya ibadet için saflar kurmuşuz” makamından aşağıya düştüler, Bâbil kuyusuna baş aşağı asıldılar.
  • در فتادند از لنحن الصافون  ** در چه بابل ببسته سرنگون 
  • Levhi mahfuz, gözlerinden uzaklaştı, levhleri büyü yapan ve büyülenen kişilerin bedenleri oldu. 3005
  • لوح محفوظ از نظرشان دور شد  ** لوح ایشان ساحر و مسحور شد 
  • Kanatları aynı, başları aynı, bedenleri aynı fakat birisi arz üstünde Musa, öbürü aşağılık yerlerde hor hakir Firavun.
  • پر همان و سر همان هیکل همان  ** موسیی بر عرش و فرعونی مهان 
  • Huy peşinde yürü, iyi huyluyla düş kalk. Gül bağına bak, nasıl gülün huyunu almış.
  • در پی خو باش و با خوش‌خو نشین  ** خوپذیری روغن گل را ببین