English    Türkçe    فارسی   

6
305-314

  • Efendi halvet zamanı derhal mumu üfledi. Hintli köle öyle güçlü kuvvetli bir oğlanla yalnız kaldı. 305
  • شمع را هنگام خلوت زود کشت  ** ماند هندو با چنان کنگ درشت 
  • Oğlan, köleye saldırınca Hintlicik, feryada başladı ama dışarıdaki def gürültüsünden sesini kimse duymuyordu ki.
  • هندوک فریاد می‌کرد و فغان  ** از برون نشنید کس از دف‌زنان 
  • Def çalması, el çırpması, kadın ve erkeğin naraları, onun sesini boğuyordu.
  • ضرب دف و کف و نعره‌ی مرد و زن  ** کرد پنهان نعره‌ی آن نعره‌زن 
  • Oğlan, sabaha kadar o Hintli köleceğizi berbat edip durdu. Köle, âdeta köpeğin önündeki un torbasına döndü.
  • تا به روز آن هندوک را می‌فشارد  ** چون بود در پیش سگ انبان آرد 
  • Sabahleyin tas ve büyük bir bohça getirdiler. Ferec damatlar gibi güvey hamamına gitti.
  • زود آوردند طاس و بوغ زفت  ** رسم دامادان فرج حمام رفت 
  • Gitti ama bitkin bir haldeydi. Ardı, külhancıların yırtık peştamalına dönmüştü. 310
  • رفت در حمام او رنجور جان  ** کون دریده هم‌چو دلق تونیان 
  • Zavallı hamamdan dönünce efendinin kızı, gelin gibi odaya geçip oturdu.
  • آمد از حمام در گردک فسوس  ** پیش او بنشست دختر چون عروس 
  • Anası, köle, kızı gündüzün sınamaya kalkmasın diye oracıkta beklemekteydi.
  • مادرش آنجا نشسته پاسبان  ** که نباید کو کند روز امتحان 
  • Köle, bir müddet kinle kıza baktı da sonra ellerinin on parmağını da ona doğru sallayıp dedi ki:
  • ساعتی در وی نظر کرد از عناد  ** آنگهان با هر دو دستش ده بداد 
  • Dilerim kimse seninle buluşmasın, senin gibi kötü ve pis bir geline düşmesin.
  • گفت کس را خود مبادا اتصال  ** با چو تو ناخوش عروس بدفعال