- Efendi halvet zamanı derhal mumu üfledi. Hintli köle öyle güçlü kuvvetli bir oğlanla yalnız kaldı. 305
- شمع را هنگام خلوت زود کشت ** ماند هندو با چنان کنگ درشت
- Oğlan, köleye saldırınca Hintlicik, feryada başladı ama dışarıdaki def gürültüsünden sesini kimse duymuyordu ki.
- هندوک فریاد میکرد و فغان ** از برون نشنید کس از دفزنان
- Def çalması, el çırpması, kadın ve erkeğin naraları, onun sesini boğuyordu.
- ضرب دف و کف و نعرهی مرد و زن ** کرد پنهان نعرهی آن نعرهزن
- Oğlan, sabaha kadar o Hintli köleceğizi berbat edip durdu. Köle, âdeta köpeğin önündeki un torbasına döndü.
- تا به روز آن هندوک را میفشارد ** چون بود در پیش سگ انبان آرد
- Sabahleyin tas ve büyük bir bohça getirdiler. Ferec damatlar gibi güvey hamamına gitti.
- زود آوردند طاس و بوغ زفت ** رسم دامادان فرج حمام رفت
- Gitti ama bitkin bir haldeydi. Ardı, külhancıların yırtık peştamalına dönmüştü. 310
- رفت در حمام او رنجور جان ** کون دریده همچو دلق تونیان
- Zavallı hamamdan dönünce efendinin kızı, gelin gibi odaya geçip oturdu.
- آمد از حمام در گردک فسوس ** پیش او بنشست دختر چون عروس
- Anası, köle, kızı gündüzün sınamaya kalkmasın diye oracıkta beklemekteydi.
- مادرش آنجا نشسته پاسبان ** که نباید کو کند روز امتحان
- Köle, bir müddet kinle kıza baktı da sonra ellerinin on parmağını da ona doğru sallayıp dedi ki:
- ساعتی در وی نظر کرد از عناد ** آنگهان با هر دو دستش ده بداد
- Dilerim kimse seninle buluşmasın, senin gibi kötü ve pis bir geline düşmesin.
- گفت کس را خود مبادا اتصال ** با چو تو ناخوش عروس بدفعال