English    Türkçe    فارسی   

6
3093-3102

  • Köşede bucakta oturanlarda duvarda bir nur gördüler mi Yusuf’un geçtiğini anlarlardı.
  • O tarafa penceresi bulunan ev, Yusuf’un geçişişinden ululanır, şeref bulurdu.
  • Hadi Yusuf’un geçeceği tarafa bir pencere aç da oraya otur, seyrine bak! 3095
  • Âşık olmak, o yana bir pencere açmaktır. Çünkü gönül, dostun cemali ile aydınlanır.
  • Şu halde daima sevgilinin yüzüne bak. Babacığım, dinle, bu senin elindedir.
  • Gönüllere girmeye yol bul, başkalarını düşünmeyi bırak.
  • Kimya elinde, deriyi bununla tedavi et de bu sıfatla düşmanları kendine dost edin!
  • Güzelleştin mi o güzele ulaşırsın da o, ruhu kimsesizlikten kurtarır. 3100
  • Onun rutubeti can bahçelerini besler, yetiştirir. Soluğu gamdan ölmüş kişiyi diriltir.
  • Yalnız aşağılık cihan saltanatını vermez, yüz binlerce çeşit çeşit saltanatlar bağışlar.