Her an Tebrizlilere arşın yücesinden cana canlar katan bir koku gelmededir.3115
هر زمانی نور روحانگیز جان ** از فراز عرش بر تبریزیان
O garip, muhtesibin evini arayınca halk dediler ki: O dost, vefat etti.
چون وثاق محتسب جست آن غریب ** خلق گفتندش که بگذشت آن حبیب
Evvelsi gün dünya yurdundan göçtü. Onun ölümü yüzünden erkeğin yüzü de sapsarı, kadının yüzü de.
او پریر از دار دنیا نقل کرد ** مرد و زن از واقعهی او رویزرد
O arş tavusuna hatiflerden arş kokusu geldi, o da arşa gitti.
رفت آن طاوس عرشی سوی عرش ** چون رسید از هاتفانش بوی عرش
Halk, onun gölgesine sığınırdı. Fakat güneş, o gölgeyi tez tez dürüverdi.
سایهاش گرچه پناه خلق بود ** در نوردید آفتابش زود زود
Evvelsi gün, bu kıyıdan gemisini sürdü. O büyük zat, bu gam yurduna doymuştu zaten.3120
راند او کشتی ازین ساحل پریر ** گشته بود آن خواجه زین غمخانه سیر
Garip bunu duyunca bir nâra attı, kendisinden geçip gitti. Sanki o da, muhtesibin ardından can verdi.
نعرهای زد مرد و بیهوش اوفتاد ** گوییا او نیز در پی جان بداد
Hemen yüzüne gül suyu serptiler, sular saçtılar. Yol arkadaşları, haline ağladılar.
پس گلاب و آب بر رویش زدند ** همرهان بر حالتش گریان شدند
Adam, geceye kadar kendisine gelemedi, gece yarısında gayb âleminden canı geri geldi, yarı ölü bir halde ayıldı.
تا به شب بیخویش بود و بعد از آن ** نیم مرده بازگشت از غیب جان
Garibin, muhtesibin ölümünü duyunca mahlûka dayandığından, mahlûkun ihsanına güvendiğinden dolayı tövbe etmesi ve Tanrı nimetlerini anarak suçundan vazgeçip Tanrı’ya yüz tutması. “ Kâfir olanlar, bu kadar nimetleri görürler de sonra yine rablerinden dönerler.”
باخبر شدن آن غریب از وفات آن محتسب و استغفار او از اعتماد بر مخلوق و تعویل بر عطای مخلوق و یاد نعمتهای حق کردنش و انابت به حق از جرم خود ثم الذین کفروا بربهم یعدلون
Aklı başına gelince dedi ki: Yarabbi, suçluyum. Halka ümit bağladım.
چون به هوش آمد بگفت ای کردگار ** مجرمم بودم به خلق اومیدوار