English    Türkçe    فارسی   

6
3127-3136

  • O altın verir bana, sen altın sayan el. O katır verir bana sen ona binecek akıl.
  • O bana ışık verir, sen aydın göz. O meze verir, sen onu yiyecek kabiliyet.
  • O maaş verir, sen ömür ve yaşayış. Onun vaat ettiği şey altındır, senin vaat ettiğin, temiz şeyler.
  • O oda verir, sen gök ve yer verirsin. Senin verdiğin sahada onun gibi yüzlercesi yaşar, semirir. 3130
  • Altın senindir, altını o yaratmada. Ekmek senindir, ekmeği sen bağışlarsın.
  • Ona cömertliği merhameti veren de sensin. Cömertlik ederde neşelenir; bu neşeyi, bu sevinci veren de sensin.
  • Ben onu kendime kıble edindim de asıl kıble edilecek makamı bıraktım.
  • O din Tanrısı aklı, suyla topraktan karılmış balçığa ekerken biz neredeydik?
  • Gökyüzünü yokluktan meydana getirdi, bu yer döşemesini de yaptı döşedi. 3135
  • Yıldızlardan kandiller yaptı, tabiatlardan kilitler ve anahtarlar.