- İşte şu âlemin bütün nimetleri, uzaktan pek hoştur ama yaklaştı mı sınamadan ibarettir.
- همچنان جمله نعیم این جهان ** بس خوشست از دور پیش از امتحان
- Uzaktan su görünür ,yanına vardın mı görürsün ki serapmış.
- مینماید در نظر از دور آب ** چون روی نزدیک باشد آن سراب
- O kokmuş bir kocakarıdır ama çok cilvelidir, kendisini yeni bir gelin gibi gösterir.
- گنده پیرست او و از بس چاپلوس ** خویش را جلوه کند چون نو عروس
- Sakın onun yüzündeki boyaya aldanma; aman, onun zehirle karışık şerbetini tatmaya kalkışma.
- هین مشو مغرور آن گلگونهاش ** نوش نیشآلودهی او را مچش
- Sabret, sabır sıkıntının anahtarıdır; sabret de Ferec gibi yüzlerce zahmete, mihnete düşme. 320
- صبر کن کالصبر مفتاح الفرج ** تا نیفتی چون فرج در صد حرج
- Tanesi meydandadır da tuzağı gizlidir. Önce onun sana nimet verişi hoş görünür ama sonu öyle değil!
- آشکارا دانه پنهان دام او ** خوش نماید ز اولت انعام او
- Bu aldanış,yalnız o Hintli köleye ait değildir. Allah’nın koruduğu kişiden başka herkes,böyle bir aldanışa uğrar.
- در بیان آنک این غرور تنها آن هندو را نبود بلک هر آدمیی به چنین غرور مبتلاست در هر مرحلهای الا من عصم الله
- Ona ulaştın mı eyvahlar olsun sana. Nedamete düşer, ne kadar zarı zarı ağlarsın.
- چون بپیوستی بدان ای زینهار ** چند نالی در ندامت زار زار
- Fakat beylik, vezirlik ve padişahlık adı, hakikatte ölümdür, derttir, can vermedir.
- نام میری و وزیری و شهی ** در نهانش مرگ و درد و جاندهی
- Kul ol da yeryüzünde at gibi yürü. Cenaze gibi kimsenin boynuna binme.
- بنده باش و بر زمین رو چون سمند ** چون جنازه نه که بر گردن برند
- Allah nimetine küfranda bulunan, ister ki herkes, kendisini yüklesin de ölüyü mezara götürür gibi götürsünler. 325
- جمله را حمال خود خواهد کفور ** چون سوار مرده آرندش به گور