English    Türkçe    فارسی   

6
3175-3184

  • Zamanlar geçti gitti. Bu yeni bir zaman. Ay, o ay ama su, o su değil. 3175
  • قرنها بگذشت و این قرن نویست  ** ماه آن ماهست آب آن آب نیست 
  • Adalet, o adalet. Bilgi de, o bilgi. Fakat o zamanlarda gelip geçen ümmetler, geldiler geçtiler.
  • عدل آن عدلست و فضل آن فضل هم  ** لیک مستبدل شد آن قرن و امم 
  • Ey akıllı er, zamanlar, zamanların üstüne geldi; hepsi be birer birer bir teviye gelip geçti. Fakat şu mânalar, daimi ve hep o.
  • قرنها بر قرنها رفت ای همام  ** وین معانی بر قرار و بر دوام 
  • O arktaki su kaç kere değişti. Fakat ayın aksiyle yıldızların aksi hep var.
  • آن مبدل شد درین جو چند بار  ** عکس ماه و عکس اختر بر قرار 
  • Çünkü yapısı, su üstüne kurulmamış, gökyüzü sahasında onlar.
  • پس بنااش نیست بر آب روان  ** بلک بر اقطار عرض آسمان 
  • Bu sıfatlar, bil ki mâna yıldızları gibi mâna göklerindedir. 3180
  • این صفتها چون نجوم معنویست  ** دانک بر چرخ معانی مستویست 
  • Güzeller, onun güzelliğinin aynası. Onlardaki aşk, onun istemesinin aksi.
  • خوب‌رویان آینه‌ی خوبی او  ** عشق ایشان عکس مطلوبی او 
  • Bu göz kaş, bu boy pos, daima aslına gider durur. Suya akseden hayal, kalır mı hiç?
  • هم به اصل خود رود این خد و خال  ** دایما در آب کی ماند خیال 
  • Bütün tasvirler, ırmak suyundaki akislerdir. Gökyüzünü ovdun mu görürsün ki hepsi de o.
  • جمله تصویرات عکس آب جوست  ** چون بمالی چشم خود خود جمله اوست 
  • Derken o garibin aklı dedi ki: Şu şaşılığı bırak. Sirke pekmezdir, pekmez de sirke.
  • باز عقلش گفت بگذار این حول  ** خل دوشابست و دوشابست خل