English    Türkçe    فارسی   

6
3177-3186

  • Ey akıllı er, zamanlar, zamanların üstüne geldi; hepsi be birer birer bir teviye gelip geçti. Fakat şu mânalar, daimi ve hep o.
  • قرنها بر قرنها رفت ای همام  ** وین معانی بر قرار و بر دوام 
  • O arktaki su kaç kere değişti. Fakat ayın aksiyle yıldızların aksi hep var.
  • آن مبدل شد درین جو چند بار  ** عکس ماه و عکس اختر بر قرار 
  • Çünkü yapısı, su üstüne kurulmamış, gökyüzü sahasında onlar.
  • پس بنااش نیست بر آب روان  ** بلک بر اقطار عرض آسمان 
  • Bu sıfatlar, bil ki mâna yıldızları gibi mâna göklerindedir. 3180
  • این صفتها چون نجوم معنویست  ** دانک بر چرخ معانی مستویست 
  • Güzeller, onun güzelliğinin aynası. Onlardaki aşk, onun istemesinin aksi.
  • خوب‌رویان آینه‌ی خوبی او  ** عشق ایشان عکس مطلوبی او 
  • Bu göz kaş, bu boy pos, daima aslına gider durur. Suya akseden hayal, kalır mı hiç?
  • هم به اصل خود رود این خد و خال  ** دایما در آب کی ماند خیال 
  • Bütün tasvirler, ırmak suyundaki akislerdir. Gökyüzünü ovdun mu görürsün ki hepsi de o.
  • جمله تصویرات عکس آب جوست  ** چون بمالی چشم خود خود جمله اوست 
  • Derken o garibin aklı dedi ki: Şu şaşılığı bırak. Sirke pekmezdir, pekmez de sirke.
  • باز عقلش گفت بگذار این حول  ** خل دوشابست و دوشابست خل 
  • O muhtesibi, noksanın yüzünden ayrı bildin. Gayretli padişahlardan utan a şaşı! 3185
  • خواجه را چون غیر گفتی از قصور  ** شرم‌دار ای احول از شاه غیور 
  • Havanın üstündeki esîrden bile ileri gitmiş olan zatı şu karanlıklarda oturan farelerden sayma.
  • خواجه را که در گذشتست از اثیر  ** جنس این موشان تاریکی مگیر