English    Türkçe    فارسی   

6
3183-3192

  • Bütün tasvirler, ırmak suyundaki akislerdir. Gökyüzünü ovdun mu görürsün ki hepsi de o.
  • Derken o garibin aklı dedi ki: Şu şaşılığı bırak. Sirke pekmezdir, pekmez de sirke.
  • O muhtesibi, noksanın yüzünden ayrı bildin. Gayretli padişahlardan utan a şaşı! 3185
  • Havanın üstündeki esîrden bile ileri gitmiş olan zatı şu karanlıklarda oturan farelerden sayma.
  • Onu can olarak gör, ağır cisim olarak görme. Onu beyin gör, kemik olarak görme.
  • Ona melun iblisin gözü ile bakma, onu toprağa mensup sayma.
  • Güneşle yoldaş olana yarasa deme. Kendisine secde edileni secde eder bilme.
  • Bu da akislere benzer ama akis değildir. Akis suretinde Tanrı’nın görünüşüdür bu. 3190
  • O, bir güneş görmüştür, cansız ve donmuş bir halde kalmamıştır. Şırlağan yağı, gül yağı olmuştur; şırlağan yağı kalmamıştır.
  • Tanrı Abdâl’i de, fâni varlıklarını değiştirdiler mi artık halktan değildirler, çevir bu yaprağı.