- Onu can olarak gör, ağır cisim olarak görme. Onu beyin gör, kemik olarak görme.
- خواجهی جان بین مبین جسم گران ** مغز بین او را مبینش استخوان
- Ona melun iblisin gözü ile bakma, onu toprağa mensup sayma.
- خواجه را از چشم ابلیس لعین ** منگر و نسبت مکن او را به طین
- Güneşle yoldaş olana yarasa deme. Kendisine secde edileni secde eder bilme.
- همره خورشید را شبپر مخوان ** آنک او مسجود شد ساجد مدان
- Bu da akislere benzer ama akis değildir. Akis suretinde Tanrı’nın görünüşüdür bu. 3190
- عکسها را ماند این و عکس نیست ** در مثال عکس حق بنمودنیست
- O, bir güneş görmüştür, cansız ve donmuş bir halde kalmamıştır. Şırlağan yağı, gül yağı olmuştur; şırlağan yağı kalmamıştır.
- آفتابی دید او جامد نماند ** روغن گل روغن کنجد نماند
- Tanrı Abdâl’i de, fâni varlıklarını değiştirdiler mi artık halktan değildirler, çevir bu yaprağı.
- چون مبدل گشتهاند ابدال حق ** نیستند از خلق بر گردان ورق
- Birlik kıblesi, nasıl olur da iki olur? Toprak, nasıl olur da meleklerin secde ettikleri bir şey olabilir?
- قبلهی وحدانیت دو چون بود ** خاک مسجود ملایک چون شود
- Adam, bu ırmakta elma aksini gördü ama bu görüşü de, eteğini elmayla doldurdu.
- چون درین جو دیدعکس سیب مرد ** دامنش را دید آن پر سیب کرد
- Bu görüşü, yüzlerce çuvalı elmayla doldurdu. Artık, ırmakta gördüğü, nasıl olur da hayal olur? 3195
- آنچ در جو دید کی باشد خیال ** چونک شد از دیدنش پر صد جوال
- Ten görme de o sağır ve dilsizler gibi kendilerine doğru bir şey söylenince inkâr edenlerden olma.
- تن مبین و آن مکن کان بکم و صم ** کذبوا بالحق لما جائهم