- Fakat bir dükkânda Ali’yin dedin mi oracıkta ekmeği parasız zahmetsiz alıver. 3230
- ور به یک دکان علی گفتی بگیر ** نان ازینجا بیحواله و بیزحیر
- Biri iki gören şaşı bile zevkten mahrum olur. Halbuki sen biri on görüyorsun ey anasını satan!
- احول دو بین چو بیبر شد ز نوش ** احول ده بینی ای مادر فروش
- Kâşan olan bir yeryüzünde şaşkınlığından Ali olmadınsa Ömer gibi gez dolan gayrı.
- اندرین کاشان خاک از احولی ** چون عمر میگرد چو نبوی علی
- Hadi hayra karşı bu yıkık manastırda şaşıya yeniden yeniye göçler vardır.
- هست احول را درین ویرانه دیر ** گوشه گوشه نقل نو ای ثم خیر
- Fakat hakkı tanıyan gören iki göze sahip olursan iki âlemde dostla dolu görürsün.
- ور دو چشم حقشناس آمد ترا ** دوست پر بین عرصهی هر دو سرا
- Bu korku ve ümitle dolu Kâşan’da oradan oraya yollanmadan kurtulursun. 3235
- وا رهیدی از حوالهی جا به جا ** اندرین کاشان پر خوف و رجا
- Bu ırmakta konca, yahut ağaç gördün meselâ her ırmakta olduğu gibi onu hayal sanma.
- اندرین جو غنچه دیدی یا شجر ** همچو هر جو تو خیالش ظن مبر
- Bu nakışların aksi, doğrudur ve Tanrı bunlardan sana meyve satar.
- که ترا از عین این عکس نقوش ** حق حقیقت گردد و میوهفروش
- Göz, bu su yüzünden şaşkınlıktan azat olur. Oradaki akisleri görür sepeti meyvelerle dolar.
- چشم ازین آب از حول حر میشود ** عکس میبیند سد پر میشود
- Şu halde hakikatte bu su değildir bağdır. Artık sende Belkıs gibi happeleri görüp soyunmaya kalkışma.
- پس به معنی باغ باشد این نه آب ** پس مشو عریان چو بلقیس از حباب