- Bu ırmakta konca, yahut ağaç gördün meselâ her ırmakta olduğu gibi onu hayal sanma.
- اندرین جو غنچه دیدی یا شجر ** همچو هر جو تو خیالش ظن مبر
- Bu nakışların aksi, doğrudur ve Tanrı bunlardan sana meyve satar.
- که ترا از عین این عکس نقوش ** حق حقیقت گردد و میوهفروش
- Göz, bu su yüzünden şaşkınlıktan azat olur. Oradaki akisleri görür sepeti meyvelerle dolar.
- چشم ازین آب از حول حر میشود ** عکس میبیند سد پر میشود
- Şu halde hakikatte bu su değildir bağdır. Artık sende Belkıs gibi happeleri görüp soyunmaya kalkışma.
- پس به معنی باغ باشد این نه آب ** پس مشو عریان چو بلقیس از حباب
- Eşeklerin sırtında çeşit çeşit yükler var kendine gel, bu eşekleri bir sopayla sürme. 3240
- بار گوناگونست بر پشت خران ** هین به یک چون این خران را تو مران
- Eşeğin birindeki yük Lâal ve mücevherdir öbüründeki yük taş ve mermer.
- بر یکی خر بار لعل و گوهرست ** بر یکی خر بار سنگ و مرمرست
- Her ırmağı da bir sanma. Bu ırmakta ay gör, ayın aksi deme.
- بر همه جوها تو این حکمت مران ** اندرین جو ماه بین عکسش مخوان
- Bu, hayvanların içtiği su değil Hızır’ın içtiği Abıhayat. Onda ne görünürse doğrudur.
- آب خضرست این نه آب دام و دد ** هر چه اندر روی نماید حق بود
- Bu ırmağın dibinde görünen ay, ben ayım, ayın aksi değilim, seninle konuşan seninle yol arkadaşlığı eden benim der.
- زین تگ جو ماه گوید من مهم ** من نه عکسم همحدیث و همرهم
- Bu suyun üstünde ne varsa diler onlara el at, diler, suyun içine vuran akislerine. 3245
- اندرین جو آنچ بر بالاست هست ** خواه بالا خواه در وی دار دست