Göz, bu su yüzünden şaşkınlıktan azat olur. Oradaki akisleri görür sepeti meyvelerle dolar.
چشم ازین آب از حول حر میشود ** عکس میبیند سد پر میشود
Şu halde hakikatte bu su değildir bağdır. Artık sende Belkıs gibi happeleri görüp soyunmaya kalkışma.
پس به معنی باغ باشد این نه آب ** پس مشو عریان چو بلقیس از حباب
Eşeklerin sırtında çeşit çeşit yükler var kendine gel, bu eşekleri bir sopayla sürme.3240
بار گوناگونست بر پشت خران ** هین به یک چون این خران را تو مران
Eşeğin birindeki yük Lâal ve mücevherdir öbüründeki yük taş ve mermer.
بر یکی خر بار لعل و گوهرست ** بر یکی خر بار سنگ و مرمرست
Her ırmağı da bir sanma. Bu ırmakta ay gör, ayın aksi deme.
بر همه جوها تو این حکمت مران ** اندرین جو ماه بین عکسش مخوان
Bu, hayvanların içtiği su değil Hızır’ın içtiği Abıhayat. Onda ne görünürse doğrudur.
آب خضرست این نه آب دام و دد ** هر چه اندر روی نماید حق بود
Bu ırmağın dibinde görünen ay, ben ayım, ayın aksi değilim, seninle konuşan seninle yol arkadaşlığı eden benim der.
زین تگ جو ماه گوید من مهم ** من نه عکسم همحدیث و همرهم
Bu suyun üstünde ne varsa diler onlara el at, diler, suyun içine vuran akislerine.3245
اندرین جو آنچ بر بالاست هست ** خواه بالا خواه در وی دار دست
Bu suyu, başka sulara kıyas etme. Bu ay yüzlünün ışığına ay de.
از دگر جوها مگیر این جوی را ** ماه دان این پرتو مهروی را
Bu sözün sonu gelmez o garip muhtesibin derdi ile dertlendi, bir hayli ağladı.
این سخن پایان ندارد آن غریب ** بس گریست از درد خواجه شد کیب
Tebriz Kethüdasının, o adamın borcunu bütün Tebrizlilere taksimi, pek az bir para toplanışı. O garibin, muhtesibin mezarına gidip mezar başında halini anlatması ve teveccüh yoluyla ona ahvalini bildirmesi
توزیع کردن پایمرد در جملهی شهر تبریز و جمع شدن اندک چیز و رفتن آن غریب به تربت محتسب به زیارت و این قصه را بر سر گور او گفتن به طریق نوحه الی آخره