- Kaşının çatıldığını kimsecikler görmemişti ey Mikâil gibi rızık ve azık veren!
- ای در ابرویت ندیده کس گره ** ای چو میکائیل راد و رزقده
- 3270.Ey gönlü gayb deniziyle birleşmiş, ey ihsanı Kaf dağında gayp Anka’sı kesilmiş zat! 3270
- ای دلت پیوسته با دریای غیب ** ای به قاف مکرمت عنقای غیب
- İhsan ederken malımdan ne gitti acaba diye aklına bir şeycikler gelmezdi. Himmetinin yüce tavanı bir kere olsun yarılmadı senin.
- یاد ناورده که از مالم چه رفت ** سقف قصد همتت هرگز نکفت
- Her ay her yıl ben de benim gibi yüzlerce kişi de senin soyun sopun olmuştu âdeta.
- ای من و صد همچو من در ماه و سال ** مر ترا چون نسل تو گشته عیال
- Paramız, soyumuz, varımız, yoğumuz… Adımız, sanımız, bahtımız, devletimiz sendin.
- نقد ما و جنس ما و رخت ما ** نام ما و فخر ما و بخت ما
- Sen ölmedin, bizim nazımız, bizim devletimiz, bizim gemimiz, bizim verilegelen rızkımız öldü.
- تو نمردی ناز و بخت ما بمرد ** عیش ما و رزق مستوفی بمرد
- Sen mecliste de ihsan ve keremde de bir kişiydin ama bine bedeldin. İhsan esnasında yüzlerce Hatem’din âdeta. 3275
- واحد کالالف در رزم و کرم ** صد چو حاتم گاه ایثار نعم
- Hatem, cansız şeyi ölü gönüllü adama verir, sayılı birkaç ceviz ihsan ederdi.
- حاتم ار مرده به مرده میدهد ** گردگانهای شمرده میدهد
- Sense her solukta öyle bir hayat bağışlamadasın ki onun güzelliğini anlatmaya ömür yetmez.
- تو حیاتی میدهی در هر نفس ** کز نفیسی مینگنجد در نفس
- Sen, ebedî bir haya,t tükenmez ve sayılmaz altınlar bağışlarsın.
- تو حیاتی میدهی بس پایدار ** نقد زر بیکساد و بیشمار