- O nişansız Tanrı anbean onların düşünce sahifesinde bir şeyler yazar, yazdıklarından bir kısmını siler durur.
- دم به دم در صفحهی اندیشهشان ** ثبت و محوی میکند آن بینشان
- İnsanı kızdırır, hoşnutluğu giderir, nekesliği getirir, cömertliği giderir.
- خشم میآرد رضا را میبرد ** بخل میآرد سخا را میبرد
- Aklım fikrim, zihnim yarım lahza bile bu yazıyı bozmadan hali değil. 3335
- نیم لحظه مدرکاتم شام و غدو ** هیچ خالی نیست زین اثبات و محو
- Testici testi ile uğraşıp durdukça testi hiç kendiliğinden genişleyebilir, büyür mü?
- کوزهگر با کوزه باشد کارساز ** کوزه از خود کی شود پهن و دراز
- Tahta dülgerin elindedir. Yoksa nasıl olur da kesilir, yahut başka bir tahtayla birleşir?
- چوب در دست دروگر معتکف ** ورنه چون گردد بریده و متلف
- Kumaş, bir terzinin elinde olmadıkça kendiliğinden nasıl dikilir yahut biçilir?
- جامه اندر دست خیاطی بود ** ورنه از خود چون بدوزد یا درد
- Su kabı, ey akıllı adam sakanın elindedir. Öyle olmasa kendi kendine nasıl dolar, boşalır?
- مشک با سقا بود ای منتهی ** ورنه از خود چون شود پر یا تهی
- Sen de her an dolmada boşalmadasın. Bil ki onun sanat elindesin. 3340
- هر دمی پر میشوی تی میشوی ** پس بدانک در کف صنع ویی
- Gözündeki bu bağ kalktı mı sanatın sanatkarın elinde halden hale girmekte olduğunu anlarsın.
- چشمبند از چشم روزی کی رود ** صنع از صانع چه سان شیدا شود
- Gözün varsa kendi gözünle bir bak. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir ahmağın gözüyle bakma.
- چشمداری تو به چشم خود نگر ** منگر از چشم سفیهی بیخبر