- Bunu duyan sahabe de şu kefillik yüzünden öyle ayarı tam bir hale geldi ki bir gün ata binmiş, bir yere gidiyordu. 335
- آن صحابی زین کفالت شد عیار ** تا یکی روزی که گشته بد سوار
- Elinden kamçısı düştü. Attan inip kendisi aldı, kimseden istemedi.
- تازیانه از کفش افتاد راست ** خود فرو آمد ز کس آنرا نخواست
- Çünkü Allah, bir şey verdi mi iyidir, kimseye kötü bir şey vermez. O, bilir ve adamın dileğini insan istemeden verir.
- آنک از دادش نیاید هیچ بد ** داند و بیخواهشی خود میدهد
- Fakat Allah emri ile dilersen caizdir. Çünkü o çeşit istek, peygamberlerin yoludur.
- ور به امر حق بخواهی آن رواست ** آنچنان خواهش طریق انبیاست
- Sevgili emredince kötü kalmaz. Küfür onun için olursa iman kesilir.
- بد نماند چون اشارت کرد دوست ** کفر ایمان شد چون کفر از بهر اوست
- Onun emri ile olan kötülük, bütün âlem iyiliklerinden üstündür. 340
- هر بدی که امر او پیش آورد ** آن ز نیکوهای عالم بگذرد
- Sedefin kabuğu paralanırsa ilenme, onda yüz binlerce inci vardır.
- زان صدف گر خسته گردد نیز پوست ** ده مده که صد هزاران در دروست
- Bu sözün sonu gelmez, dön de padişaha gel. Doğan kuşuna benze.
- این سخن پایان ندارد بازگرد ** سوی شاه و هممزاج بازگرد
- Halis altın gibi dükkâna çık da ilenmeden, kınamadan kurtul.
- باز رو در کان چو زر دهدهی ** تا رهد دستان تو از دهدهی
- Bir suret, gönüle girdi mi insan, sonunda nedamete düşer, o suretten bezer.
- صورتی را چون بدل ره میدهند ** از ندامت آخرش ده میدهند