English    Türkçe    فارسی   

6
3413-3422

  • Üstad, bu suç yüzünden bir daha çürümüş sopaya dayanma, çürük tahtaya basma diye onu cezalandırdı.
  • Fakat Yusuf’u da gönlüne o mahpusluktan bir dert gelmesin diye kendisiyle meşgul etti.
  • Tanrı ona öyle bir ünsiyet öyle bir sarhoşluk ver di ki, gözünde ne zindan kaldı ne karanlık. 3415
  • Zindan, rahimden daha aşağılık, daha kötü, daha karanlık, daha kanlı ve daha kokuşuk değil ya.
  • Tanrı, rahimde sana kendi tarafından bir pencere açınca bedenin günden güne gelişti.
  • O zindanda, kıyas kabul etmez bir zevkle bedenin duyguları, adeta dikilmiş bir ağaç gibi güzelce açıldı.
  • O rahimden çıkmak sana pek güç gelirdi. Ananın kasığından arkaya doğru kaçardın.
  • Lezzet dışardan gelmez içten gelir. Bunu böyle bil. Köşkleri kaleleri aramayı ahmaklık say. 3420
  • Birisi Mescit bucağında sarhoş ve neşelidir. Öbürü bağda bahçede suratını asar, muradına erişmez, bir zevk bulamaz.
  • Köşk bir şey değildir. Bedenini yık. Define yıkık yerdedir a benim beyim.