- O zindanda, kıyas kabul etmez bir zevkle bedenin duyguları, adeta dikilmiş bir ağaç gibi güzelce açıldı.
- اندر آن زندان ز ذوق بیقیاس ** خوش شکفت از غرس جسم تو حواس
- O rahimden çıkmak sana pek güç gelirdi. Ananın kasığından arkaya doğru kaçardın.
- زان رحم بیرون شدن بر تو درشت ** میگریزی از زهارش سوی پشت
- Lezzet dışardan gelmez içten gelir. Bunu böyle bil. Köşkleri kaleleri aramayı ahmaklık say. 3420
- راه لذت از درون دان نه از برون ** ابلهی دان جستن قصر و حصون
- Birisi Mescit bucağında sarhoş ve neşelidir. Öbürü bağda bahçede suratını asar, muradına erişmez, bir zevk bulamaz.
- آن یکی در کنج مسجد مست و شاد ** وآن دگر در باغ ترش و بیمراد
- Köşk bir şey değildir. Bedenini yık. Define yıkık yerdedir a benim beyim.
- قصر چیزی نیست ویران کن بدن ** گنج در ویرانیست ای میر من
- Görmüyor musun bunu? Şarap meclisinde sarhoş, yıkılınca zevk alıyor.
- این نمیبینی که در بزم شراب ** مست آنگه خوش شود کو شد خراب
- Ev suretlerle dolu ama yık onu. Yık da defineyi bul sonra yine yap.
- گرچه پر نقش است خانه بر کنش ** گنج جو و از گنج آبادان کنش
- Tasvir ve hayal nakışlarıyla dolu bir ev. Şu resimler de vuslat definesinin üstüne çekilmiş perdeye benzer. 3425
- خانهی پر نقش تصویر و خیال ** وین صور چون پرده بر گنج وصال
- Şu gönülde suretler coşup duruyor ya. Onların hepsi, definenin ışığı, altınların parlayışı.
- پرتو گنجست و تابشهای زر ** که درین سینه همیجوشد صور
- Su, arı durudur, fakat üstünü köpük kaplamış köpük, suya bir şey vurmasına mani oluyor.
- هم ز لطف و عکس آب با شرف ** پرده شد بر روی آب اجزای کف