English    Türkçe    فارسی   

6
3449-3458

  • Sen yumurtada ki kuş yavrusu gibisin. Havadaki kuşların tespihlerini duymazsın.
  • Mucizeler burada anlatılamaz. Sen yine atla Harzemşah’ın hikayesini anlat. 3450
  • Köpek olsun, at olsun; Tanrı güneşinin lütfu neye vurursa onu, Ashabı Kehf’in köpeğine döndürür.
  • Sonra onun lütfunun vuruşunu da bir sanma. Taşa da vurmuştur, laale de.
  • Laal, ondan bir define elde etmiştir, taşsa yalnız bir hararet ve bir parlaklık.
  • Güneş duvara da vurur. Fakat suya vurduğu gibi görünmez, parlamaz, ona bir şey vurmaz ve üstünde bir şey titremez.
  • O tek bir padişah bir ümmet ata hayran, hayran baktı sonra yüzünü imadülmülk ’e döndürüp, 3455
  • Ey büyük adam dedi. Güzel bir at değil mi? Sanki yeryüzünden değil de cennetten gelmiş!
  • İmadülmülk dedi ki: Padişahım, gönlünün akışı sana şeytanı melek gibi göstermede.
  • İyice dikkat edersen görürsün: Pek güzel, pek dilber bu at ama,