English    Türkçe    فارسی   

6
3478-3487

  • Kendi aklını bıraktı, onun sözünü duydu.
  • Bu bir bahaneydi. O tek Tanrı, at sahibinin yalvarması yüzünden Padişahı attan soğuttu. Atın güzelliğini örttü ona göstermedi. O söz de arada kapı gıcırtısı gibiydi.
  • O sözü padişahın gözüne bir perde yaptı. Ay, o perdenin ardından kara göründü. 3480
  • Ne temiz mimar ki gayp aleminde sözle, afsunla kaleler yapar.
  • Sözü, sır köşkünün kapısının sesi bil. Bu ses kapının açılmasından mı geliyor kapının kapanmasından mı? Buna dikkat et.
  • Kapı sesi duyulur kapı görünmez. Bu sesi görürsünüz kapıyı görmezsiniz.
  • Hikmet çengi o bir ses verdi mi dikkat et. Bakalım cennet kapılarından hangisi açıldı.
  • Kötü söz kapısı açıldı mı bak bakalım cehennemin hangi kapısı açıldı? 3485
  • Kapısından uzak olsan da sesini duy. Ne mutlu gözü de açık olan kişiye!
  • İyilik ettiğin müddetçe görürsün ki iyi yaşamaktasın gönlün rahat.