- İyilik ettiğin müddetçe görürsün ki iyi yaşamaktasın gönlün rahat.
- چون تو میبینی که نیکی میکنی ** بر حیات و راحتی بر میزنی
- Fakat bir kötülükte bulundun, bir fenalık ettin mi o yaşayış o zevk gizleniverir.
- چونک تقصیر و فسادی میرود ** آن حیات و ذوق پنهان میشود
- Bu aşağılık kişilerin görüşüne uyup kendi görüşünü terk etme. Bu gerkesler seni leşe doğru çekerler çünkü.
- دید خود مگذار از دید خسان ** که به مردارت کشند این کرکسان
- Nergis gibi gözlerini kapatıyor aman değneğimi tut beni yet ey ulu kişi diyorsun. 3490
- چشم چون نرگس فروبندی که چی ** هین عصاام کش که کورم ای اچی
- Halbuki seni götürmek için seçtiğin o sopacıya dikkat edersen görürsün ki o senden de kördür.
- وان عصاکش که گزیدی در سفر ** خود ببینی باشد از تو کورتر
- Kör gibi elini at, Tanrı ipine yapış. Tanrının emrinden, nehyinden başka bir şeyin etrafında dönüp dolaşma.
- دست کورانه به حبل الله زن ** جز بر امر و نهی یزدانی متن
- Tanrı ipi nedir? Heva ve hevesi terk etmek. Bu heva ve heves Ad kavmine bir kasırga kesilmiştir.
- چیست حبلالله رها کردن هوا ** کین هوا شد صرصری مر عاد را
- Halk heva ve heves yüzünden zindanda oturmaktadır. Kuşun kanadı heva ve heves yüzünden bağlanmıştır.
- خلق در زندان نشسته از هواست ** مرغ را پرها ببسته از هواست
- Balık heva ve heves yüzünden kızgın tavaya düşer. Namuslu adamlardan utanma arlanma heva ve heves yüzünden gider. 3495
- ماهی اندر تابهی گرم از هواست ** رفته از مستوریان شرم از هواست
- Şahnenin gözü, heva ve hevesten bir ateş yalımıdır. Çarmıha gerilmek ve darağacının korkunçluğu heva ve heves yüzündendir.
- خشم شحنه شعلهی نار از هواست ** چارمیخ و هیبت دار از هواست