English    Türkçe    فارسی   

6
3547-3556

  • Bu kadarını istemem derse al, dilediğine ver desinler.
  • ور بگوید او نخواهم این فره  ** گو بگیر و هر که را خواهی بده 
  • Ben verdiğimden bir habbe bile geri almam. Memeden çıkan süt, bir daha gerisin geriye memeye girmez.
  • زانچ دادم باز نستانم نقیر  ** سوی پستان باز ناید هیچ شیر 
  • Verdiğini geri alan, Peygamberin sözüne göre köpek gibi kusmuğunu yemiş olur.
  • گشته باشد هم‌چو سگ قی را اکول  ** مسترد نحله بر قول رسول 
  • Bana lâzım değil diye kapısını örter, o altını kabul etmezse altınları götürüp onun kapısına döksünler. 3550
  • ور ببندد در نباید آن زرش  ** تا بریزند آن عطا را بر درش 
  • Kim oraya uğrarsa o altınları alsın, götürsün. İhlâs sahibi kimseler hediye ettikleri şeyi geri almazlar.
  • هر که آنجا بگذرد زر می‌برد  ** نیست هدیه‌ی مخلصان را مسترد 
  • Ben o parayı o mücevherleri iki yıl önce onun için koydum, ululuk ıssı Tanrı’ya böyle nezirde bulundum.
  • بهر او بنهاده‌ام آن از دو سال  ** کرده‌ام من نذرها با ذوالجلال 
  • Mirasçılarım ondan bir şey almak isterler. Bunu caiz görürlerse aldıklarının yirmi misli ziyana girerler.
  • ور روا دارند چیزی زان ستد  ** بیست چندان خو زیانشان اوفتد 
  • Gönlümü incitmeden çekinmezlerse onlara yüzlerce mihnet kapısı açıktır.
  • گر روانم را پژولانند زود  ** صد در محنت بریشان بر گشود 
  • Tanrı’dan tatlı dillerle dilerim ve umarım ki hakkı, müstahak olana ulaştırır. 3555
  • از خدا اومید دارم من لبق  ** که رساند حق را در مستحق 
  • Bu sözlerden sonra Kethüdaya iki şey daha anlattı ki onları anlatmak için ağzımı açmayacağım.
  • دو قضیه‌ی دیگر او را شرح داد  ** لب به ذکر آن نخواهم بر گشاد