- Filin rüyada Hindistan’ı mı gördü de böyle dostların halkasından kaçtın?
- خواب دیده پیل تو هندوستان ** که رمیدستی ز حلقهی دوستان
- Kethuda, güzel bir rüya gördüm dedi. Gönlüme doğmuş bir güneş gördüm.
- گفت سوداناک خوابی دیدهام ** در دل خود آفتابی دیدهام
- O uyanık muhtesibi, o sevgiliye ulaşmak için can vereni gördüm.
- خواب دیدم خواجهی بیدار را ** آن سپرده جان پی دیدار را
- İstekleri veren, bir iş için çağrılınca bin kişiye bedel olan efendiyi gördüm.
- خواب دیدم خواجهی معطی المنی ** واحد کالالف ان امر عنی
- Sarhoş ve kendisinden geçmiş bir halde böyle sayıp dökerken nihayet sarhoşluk, aklını, fikrini aldı. 3565
- مست و بیخود این چنین بر میشمرد ** تا که مستی عقل و هوشش را ببرد
- Evin ortasına upuzun düştü. Halk, başına üşüştü.
- در میان خانه افتاد او دراز ** خلق انبه گرد او آمد فراز
- Bir müddet sonra kendisine gelince dedi ki: Ey iyilik, güzellik denizi, ey akılları kendisinden geçiren!
- با خود آمد گفت ای بحر خوشی ** ای نهاده هوشها در بیهشی
- Uyanıklıkta uyku veren, gönülsüzlük âleminde gönül alıcılığı bağışlayan!
- خواب در بنهادهای بیداریی ** بستهای در بیدلی دلداریی
- Aşağılık yoksullukta bir gönül zenginliği verir.Devlet boyunduruğunu da yoksulluk zinciri edersin.
- توانگری پنهان کنی در ذل فقر ** طوق دولت بسته اندر غل فقر
- Zıddı, zıddın içine kor, yakıcı suya ateş hararetini verirsin. 3570
- ضد اندر ضد پنهان مندرج ** آتش اندر آب سوزان مندرج