English    Türkçe    فارسی   

6
3564-3573

  • İstekleri veren, bir iş için çağrılınca bin kişiye bedel olan efendiyi gördüm.
  • خواب دیدم خواجه‌ی معطی المنی  ** واحد کالالف ان امر عنی 
  • Sarhoş ve kendisinden geçmiş bir halde böyle sayıp dökerken nihayet sarhoşluk, aklını, fikrini aldı. 3565
  • مست و بی‌خود این چنین بر می‌شمرد  ** تا که مستی عقل و هوشش را ببرد 
  • Evin ortasına upuzun düştü. Halk, başına üşüştü.
  • در میان خانه افتاد او دراز  ** خلق انبه گرد او آمد فراز 
  • Bir müddet sonra kendisine gelince dedi ki: Ey iyilik, güzellik denizi, ey akılları kendisinden geçiren!
  • با خود آمد گفت ای بحر خوشی  ** ای نهاده هوش‌ها در بیهشی 
  • Uyanıklıkta uyku veren, gönülsüzlük âleminde gönül alıcılığı bağışlayan!
  • خواب در بنهاده‌ای بیداریی  ** بسته‌ای در بی‌دلی دلداریی 
  • Aşağılık yoksullukta bir gönül zenginliği verir.Devlet boyunduruğunu da yoksulluk zinciri edersin.
  • توانگری پنهان کنی در ذل فقر  ** طوق دولت بسته اندر غل فقر 
  • Zıddı, zıddın içine kor, yakıcı suya ateş hararetini verirsin. 3570
  • ضد اندر ضد پنهان مندرج  ** آتش اندر آب سوزان مندرج 
  • Nemrud’ un ateşinde bahçe gizlidir, harcamakla ihsan etmekle gelir artar.
  • روضه اندر آتش نمرود درج  ** دخل‌ها رویان شده از بذل و خرج 
  • Bunun içindir ki o kurtuluş padişahı Mustafa, “ Ey nimet sahipleri, cömertlik kazançtır, kârdır” demiştir.
  • تا بگفته مصطفی شاه نجاح  ** السماح یا اولی النعمی رباح 
  • Mal, sadakayla katiyen azalmaz. Hayırlarda bulunmak, malı zâyi etmez, kaybolmaktan kurtarır.
  • ما نقص مال من الصدقات قط  ** انما الخیرات نعم المرتبط