English    Türkçe    فارسی   

6
3583-3592

  • Bir padişahın üç oğlu vardı. Üçü de anlayışlı, görgülüydü.
  • بود شاهی شاه را بد سه پسر  ** هر سه صاحب‌فطنت و صاحب‌نظر 
  • Her biri, öbürlerinden daha değerli, cömertlikte yiğitlikte, savaş eri olmada öbürlerinden üstündü.
  • هر یکی از دیگری استوده‌تر  ** در سخا و در وغا و کر و فر 
  • Şehzadeler, padişahın tapısında toplandılar. Âdeta padişahın iki gözünün nuru üç tane mumdular. 3585
  • پیش شه شه‌زادگان استاده جمع  ** قرة العینان شه هم‌چون سه شمع 
  • Babanın ağaca benzeyen vücudu, gizli bir yol vasıtasıyla oğul’ un iki gözünden su alır, gıdalanır.
  • از ره پنهان ز عینین پسر  ** می‌کشید آبی نخیل آن پدر 
  • Oğuldan coşan bu kaynak ananın, babanın bahçelerine kadar akar gider.
  • تا ز فرزند آب این چشمه شتاب  ** می‌رود سوی ریاض مام و باب 
  • Anayla babanın gönül ve hayat bahçeleri bu suretle yeşerir, tazeleşir. Onun gözleri, bu iki ırmak yüzünden yaşarır, gözyaşı döker.
  • تازه می‌باشد ریاض والدین  ** گشته جاری عینشان زین هر دو عین 
  • Kaynak hastalanıp kötüleşirse o ağacın dalları, yaprakları da kurur.
  • چون شود چشمه ز بیماری علیل  ** خشک گردد برگ و شاخ آن نخیل 
  • O ağaç kurumaya başlar, çünkü oğulun vücudundan sulanıyor, gıdalanıyordu. 3590
  • خشکی نخلش همی‌گوید پدید  ** که ز فرزندان شجر نم می‌کشید 
  • Nice böyle gizli su yolları vardır ki ey gafiller, sizin canınıza ulanmıştır
  • ای بسا کاریز پنهان هم‌چنین  ** متصل با جانتان یا غافلین 
  • Gökten, yerden nice sular çektin de vücudun böyle semirdi.
  • ای کشیده ز آسمان و از زمین  ** مایه‌ها تا گشته جسم تو سمین