- Senin sürçtüğün yerde ben canımı feda ederim. Sen bir Rüstem’sin, bir Aslansın. Yürü, ercesine karşı dur.
- جان فدای تو کنم در انتعاش ** رستمی شیری هلا مردانه باش
- Diyerek bu işvelerle seni küfür yoluna getirir, o hile, düzen çuvalına sokar.
- سوی کفرش آورد زین عشوهها ** آن جوال خدعه و مکر و دها
- Fakat ayağını attın da hendeğe düştün mü ağzını açar, kahkahayla gülmeye başlar. 3615
- چون قدم بنهاد در خندق فتاد ** او به قاهاقاه خنده لب گشاد
- Sen, aman yahu dersin, gel, ümidim sende. O hadi hadi der, git, ben senden bıkmışım zaten.
- هی بیا من طمعها دارم ز تو ** گویدش رو رو که بیزارم ز تو
- Tanrı’nın adaletinden korkmadın, bense korkarım. Ellerini çek benden!
- تو نترسیدی ز عدل کردگار ** من همیترسم دو دست از من بدار
- Tanrı da onda zaten iyilikten eser yoktur. Şimdi bu hileyle nasıl, nerede kurtulacaksın? dedi ya.
- گفت حق خود او جدا شد از بهی ** تو بدین تزویرها هم کی رهی
- Hesap gününde yapanın da yüzü karadır, yapılanında. İkisi de taşlanırlar.
- فاعل و مفعول در روز شمار ** روسیاهند و حریف سنگسار
- Adalet bakımından yol kesen de uzaklık kuyusundadır, yol yitiren de ve o azap yurdu, ne kötü bir yatılacak yerdir. 3620
- رهزده و رهزن یقین در حکم و داد ** در چه بعدند و در بس المهاد
- Yolunu azıtan aptal da kurtuluştan ümidini kesmeli, yol azdıran da!
- گول را و غول را کو را فریفت ** از خلاص و فوز میباید شکیفت
- Burada eşek balçığa saplanmıştır, eşekçi de, burada da gaflettedirler, orada da çamura saplanır kalırlar.
- هم خر و خرگیر اینجا در گلند ** غافلند اینجا و آنجا آفلند