English    Türkçe    فارسی   

6
3615-3624

  • Fakat ayağını attın da hendeğe düştün mü ağzını açar, kahkahayla gülmeye başlar. 3615
  • Sen, aman yahu dersin, gel, ümidim sende. O hadi hadi der, git, ben senden bıkmışım zaten.
  • Tanrı’nın adaletinden korkmadın, bense korkarım. Ellerini çek benden!
  • Tanrı da onda zaten iyilikten eser yoktur. Şimdi bu hileyle nasıl, nerede kurtulacaksın? dedi ya.
  • Hesap gününde yapanın da yüzü karadır, yapılanında. İkisi de taşlanırlar.
  • Adalet bakımından yol kesen de uzaklık kuyusundadır, yol yitiren de ve o azap yurdu, ne kötü bir yatılacak yerdir. 3620
  • Yolunu azıtan aptal da kurtuluştan ümidini kesmeli, yol azdıran da!
  • Burada eşek balçığa saplanmıştır, eşekçi de, burada da gaflettedirler, orada da çamura saplanır kalırlar.
  • Ancak geri dönenler, ondan vazgeçenler ayrı. Onlar güz mevsiminden çıkar, Tanrı’nın lûtuf ve ihsan baharına ererler.
  • Tövbe ederler, Tanrı da tövbeyi kabul eder. Onun buyruğunu tutarlar ve o, ne güzel bir buyruk sahibidir.