- Her hayvan, her bitki, nereye baksa; nereye varsa; Tanrı güzelliğini görsün; ondan gıdalansın dedi.
- تا بهر حیوان و نامی که نگزند ** از ریاض حسن ربانی چرند
- Onun için o oraya “ Nereye dönersiniz Tanrı yüzü var” buyurdu.
- بهر این فرمود با آن اسپه او ** حیث ولیتم فثم وجهه
- Susar da bir bardaktan su bile içersiniz suyun içinde Tanrıya bakmaktasınız.
- از قدحگر در عطش آبی خورید ** در درون آب حق را ناظرید
- Fakat âşık olmayan suya bakar da suyun içinde kendi yüzünü görür ey gözü açık er!
- آنک عاشق نیست او در آب در ** صورت صورت خود بیند ای صاحببصر
- Ama âşıkın sureti, Tanrı’da fani olursa söyle bakalım, suda kimin suretini görür? 3645
- صورت عاشق چو فانی شد درو ** پس در آب اکنون کرا بیند بگو
- Güneşte Tanrı güzelliğini görür âşıklar. Gayret sahibi Tanrı’nın sanatıyla nasıl ay, suya vurur da suda görünürse güneşte de hak görünür.
- حسن حق بینند اندر روی حور ** همچو مه در آب از صنع غیور
- Fakat Tanrı’nın bu gayreti, âşık ve sadık kişileredir, şeytanla hayvana tecelli etmez o.
- غیرتش بر عاشقی و صادقیست ** غیرتش بر دیو و بر استور نیست
- Şeytan bile âşık olsa topu çeler. Bir cebrail kesilir, şeytanlığı ölür.
- دیو اگر عاشق شود هم گوی برد ** جبرئیلی گشت و آن دیوی بمرد
- Bu makamda “ Şeytanım, benim elimde Müslüman oldu” sırrı belirir. Yezid’lik Tanrı ihsanıyla kalmaz, Yezit, Bayazıt olur.
- اسلم الشیطان آنجا شد پدید ** که یزیدی شد ز فضلش بایزید
- Ey kavim bu sözün sonu gelmez. Siz, o kaleye insan resimlerinden sakının! 3650
- این سخن پایان ندارد ای گروه ** هین نگه دارید زان قلعه وجوه