- Bu makamda “ Şeytanım, benim elimde Müslüman oldu” sırrı belirir. Yezid’lik Tanrı ihsanıyla kalmaz, Yezit, Bayazıt olur.
- اسلم الشیطان آنجا شد پدید ** که یزیدی شد ز فضلش بایزید
- Ey kavim bu sözün sonu gelmez. Siz, o kaleye insan resimlerinden sakının! 3650
- این سخن پایان ندارد ای گروه ** هین نگه دارید زان قلعه وجوه
- Olmaya ki heves yolunuzu kessin, ebedî bir kötülüğe düşesiniz.
- هین مبادا که هوستان ره زند ** که فتید اندر شقاوت تا ابد
- Tehlikeden sakınmak farzdır. Benden bu garezsiz sözü duyun!
- از خطر پرهیز آمد مفترض ** بشنوید از من حدیث بیغرض
- Kurtuluş arıyorsan aklın sağlam ve keskin olması, belâ pususundan çekinmek yeğdir.”
- در فرج جویی خرد سر تیز به ** از کمینگاه بلا پرهیز به
- Babaları bu sözleri söylemeseydi, o kaleden çekinin demeseydi.
- گر نمیگفت این سخن را آن پدر ** ور نمیفرمود زان قلعه حذر
- O kaleye gitmek akıllarına bile gelmeyecekti. Gönülleri o tarafa akmayacaktı bile. 3655
- خود بدان قلعه نمیشد خیلشان ** خود نمیافتاد آن سو میلشان
- Çünkü tanınmış bir kale değildi. O, pek ıssız bir yerdeydi. Kalelerden, yolardan uzaktaydı.
- کان نبد معروف بس مهجور بود ** از قلاع و از مناهج دور بود
- Fakat babaları gitmeyin deyince bu sözden hevese, hayale düştüler.
- چون بکرد آن منع دلشان زان مقال ** در هوس افتاد و در کوی خیال
- Bu men edilme yüzünden gönüllerinde bir rağbettir uyandı, onun sırrını mutlaka öğrenmek gerek dediler.
- رغبتی زین منع در دلشان برست ** که بباید سر آن را باز جست