English    Türkçe    فارسی   

6
3690-3699

  • Şu halde sebep, eşeğin kuyruğu gibi oynar, döner durur. Ona pek dayanmazsan daha iyi edersin. 3690
  • Hattâ sebebe yapışırsan bile yiğit olmamalısın ki altında nice tehlikeler gizlidir.
  • İşte bu tedbir ve çekinme “ Tanrı izin verirse” demenin sırrıdır. Çünkü bu kaza ve kader, insana eşeği keçi gösterir.
  • Bir adam, yiğit ve akıllı bile olsa kaza ve kader, onun gözünü bağladı mı şaşkınlığından eşek gözüne keçi görünür.
  • Gözleri döndüren Tanrı’dır. Peki gönlü ve fikirleri döndüren kimdir?
  • Kuyuyu lâtif bir ev görürsün, tuzağı zarif bir tane. 3695
  • Bu, sofestailik değildir. Tanrı’nın değiştirmesidir. Hakikatler nerede? Sana böyle gösterir işte.
  • Hakikatleri inkâr eden tamamıyla bir hayal peşine düşmüştür.
  • Fakat demez ki her şeyi hayal sanan da bir hayal olur mu? Gözünü ov da bak!
  • Şehzadelerin “İnsan neden men edilirse ona haristir “ hükmüne uyup—Biz kendi kulluğumuzu gösterdik ama senin kötü huyun kulolmayı bilmiyor ki—o gitmeyin denilen kalye gitmeleri, babalarının bütün vasiyetlerini, bütün öğütlerini ayaklarının altına almaları, nihayet belâ kuyusuna düşmeleri, nefs-i levvam’nin onlara “ Size bir korkutucu gelmedi mi? “ sözüne karşılık ağlaya ağlaya ve pişmanlıkla “Geldi. Duysaydık, dinleseydik, Yahut aklımız olsaydı cehennemlikler arasına girmezdik” diye cevap vermeleri
  • Bu sözün sonu gelmez. Şehzadeler, o kaleye gitmek için yola düştüler.