- Bir zerre sola doğru uçmaktadır, öbürü sağa doğru gidip arayacağını aramada.
- آن یکی ذره همی پرد به چپ ** وآن دگر سوی یمین اندر طلب
- Bir zerre yücelere çıkmada, öbürü baş aşağı düşmede. Şöyle durur gibi görünürler ama onların savaşını bu durgunluk âleminde gör.
- ذرهای بالا و آن دیگر نگون ** جنگ فعلیشان ببین اندر رکون
- Onların fiilî savaşları, gizli savaşlarından ileri gelmededir. Bu aykırılığı gör de o aykırılığı anla.
- جنگ فعلی هست از جنگ نهان ** زین تخالف آن تخالف را بدان
- Fakat güneşte mahvolan zerrenin savaşı, vasıftan, hesaptan dışarıdır. 40
- ذرهای کان محو شد در آفتاب ** جنگ او بیرون شد از وصف و حساب
- Zerrenin kendisi de, nefesi de mahvoldu mu artık onun savaşı, ancak güneşin savaşıdır.
- چون ز ذره محو شد نفس و نفس ** جنگش اکنون جنگ خورشیدست بس
- Onun kendiliğinden hareketi de kalmamıştır, duruşu da. Neden? “Biz Allahya dönenleriz” sırrından.
- رفت از وی جنبش طبع و سکون ** از چه از انا الیه راجعون
- Biz, kendimizden geçip senin denizine döndük. Asıldan süt içtik, geliştik.
- ما به بحر تو ز خود راجع شدیم ** وز رضاع اصل مسترضع شدیم
- Ey gulyabaniye aldanıp yolun ferilerine dalan, ey usulsüz kişi asıllardan az bahset.
- در فروغ راه ای مانده ز غول ** لاف کم زن از اصول ای بیاصول
- Bizim savaşımız da hakikatte bizden değildir. Sulhumuz da. Her halimiz, Allah’nın iki parmağı arasındadır. 45
- جنگ ما و صلح ما در نور عین ** نیست از ما هست بین اصبعین
- Tabiat, iş ve söz bakımından cüzüler arasındaki savaş, pek korkunç bir savaştır.
- جنگ طبعی جنگ فعلی جنگ قول ** در میان جزوها حربیست هول