English    Türkçe    فارسی   

6
3841-3850

  • Ama ölüm de onun inayeti olmadıkça gelip çatmaz. Aman sen, sen ol inayete sığınmadan hiçbir yerde durma.
  • İnayet bu koca yılana zümrüttür. Yılan zümrüdü görmedikçe kör olur mu hiç?
  • İki kardeş vardı. Biri köseydi, öbürü genç. Bir bekar odasında kaldılar. Oğlan, geceleyin arkasına kerpiçler yığdı. Gecenin bir vakti, bekarlardan biri kalkıp ayaklarının ucuna basa basa geldi, bir takrip kerpiçleri oradan aldı. Çocuk uyanınca bu kerpiçleri niçin aldın ve nereye koydun diye savaşa başladı. Bekar der ki: Sen bu kerpiçleri niçin koydun?
  • Bekçinin korkusundan o iki delikanlı, o bekar odasında kaldılar orada uyudular. 3845
  • Kösenin sakalında dört kıl vardı. Fakat yüzü, ayın on dördüne benziyordu adeta.
  • Delikanlı çirkindi. Arka tarafına tam yirmi tane kerpiç yığdı.
  • Bekarlardan bir oğlancı, gece vakti kalabalığın içinden kalktı. Yavaş, yavaş yürüdü. İştahlı bir halde oğlanın yanına gelip kerpiçleri bir tarafa koydu.
  • Çocuğa elini uzatınca çocuk, yerinden sıçradı. Hey dedi, a köpeğe tapan kimsin sen?
  • Bu otuz kerpici neye buradan aldın? Herif dedi ki: Sen ne için o otuz kerpici yığdın? 3850