Kösenin sakalında dört kıl vardı. Fakat yüzü, ayın on dördüne benziyordu adeta.
کوسه را بد بر زنخدان چار مو ** لیک همچون ماه بدرش بود رو
Delikanlı çirkindi. Arka tarafına tam yirmi tane kerpiç yığdı.
کودک امرد به صورت بود زشت ** هم نهاد اندر پس کون بیست خشت
Bekarlardan bir oğlancı, gece vakti kalabalığın içinden kalktı. Yavaş, yavaş yürüdü. İştahlı bir halde oğlanın yanına gelip kerpiçleri bir tarafa koydu.
لوطیی دب برد شب در انبهی ** خشتها را نقل کرد آن مشتهی
Çocuğa elini uzatınca çocuk, yerinden sıçradı. Hey dedi, a köpeğe tapan kimsin sen?
دست چون بر وی زد او از جا بجست ** گفت هی تو کیستی ای سگپرست
Bu otuz kerpici neye buradan aldın? Herif dedi ki: Sen ne için o otuz kerpici yığdın?3850
گفت این سی خشت چون انباشتی ** گفت تو سی خشت چون بر داشتی
Oğlan dedi ki: Hastayım zayıfım. Yatarken ihtiyata riayet ettim.
کودک بیمارم و از ضعف خود ** کردم اینجا احتیاط و مرتقد
Herif, hastaysan, hastalıktan hararetlendiysen neden hastaneye gitmedin?
گفت اگر داری ز رنجوری تفی ** چون نرفتی جانب دار الشفا
Yahut bir esirgeyici hekimin evine varmadın? Gitseydin hastalıktan kurtulurdun.
یا به خانهی یک طبیبی مشفقی ** که گشادی از سقامت مغلقی
Çocuk dedi ki: Ben de bilmem nereye gideyim? Nereye gidersem bir derde uğruyorum.
گفت آخر من کجا دانم شدن ** که بهرجا میروم من ممتحن
Senin gibi bir zındık, bir pis, bir dinsiz herif, başucuma yırtıcı canavar gibi gelip dikiliyor.3855
چون تو زندیقی پلیدی ملحدی ** می بر آرد سر به پیشم چون ددی