- Bir avuç bulgur aşıyla geçinmeye çalışan derviş, gözlerinden meni akarak, elleriyle hayalarını sıkarak bana yüz tuttu.
- رو به من آرند مشتی حمزهخوار ** چشمها پر نطفه کف خایهفشار
- Namuslu oldun mu gizli, gizli bakar aletleriyle oynarlar.
- وانک ناموسیست خود از زیر زیر ** غمزه دزدد میدهد مالش به کیر
- Tekke böyle olursa artık halkın pazarı, eşek sürüsü ve hamların divanı nasıl olur? Var kıyas et.
- خانقه چون این بود بازار عام ** چون بود خر گله و دیوان خام
- Eşek, nerde, namus ve takva nerede? Eşek, korkuyu, ürkmeyi, ricayı ne bilir? 3860
- خر کجا ناموس و تقوی از کجا ** خر چه داند خشیت و خوف و رجا
- Akıl kadının da emniyet ve adaletini diler, erkeğin de. Fakat akıl nerede?
- عقل باشد آمنی و عدلجو ** بر زن و بر مرد اما عقل کو
- Tutar, bu sefer de kadınlara kaçarsam Yusuf gibi sınamalara, fitnelere düşerim.
- ور گریزم من روم سوی زنان ** همچو یوسف افتم اندر افتتان
- Yusuf, kadın yüzünden zindana düştü, sıkıntılara uğradı. O bile böyle olursa artık ben, elli kere darağacına çekilirim.
- یوسف از زن یافت زندان و فشار ** من شوم توزیع بر پنجاه دار
- Kadınlar, bilgisizliklerinden bana saldırdılar. Erkekler canıma kastederler.
- آن زنان از جاهلی بر من تنند ** اولیاشان قصد جان من کنند
- Hasılı ne kadınlardan kurulabiliyorum ne erkeklerden. Ne yapayım bilmem? Ne bunlardanım ben, ne onlardan! 3865
- نه ز مردان چاره دارم نه از زنان ** چون کنم که نی ازینم نه از آن
- Ondan sonra oğlan, köseye baktı, dedi ki: O çenesindeki o iki kılla dertten kurtuldu gitti.
- بعد از آن کودک به کوسه بنگریست ** گفت او با آن دو مو از غم بریست