- Her yanın kerpiçle dolu olsa yine o kerpiçler senin tarafından konmuştur. Fakat o iki üç, kıl, Tanrı vergisidir.
- خشت اگر پرست بنهادهی توست ** آن دو سه مو از عطای آن سوست
- Hakikatte o kıların her biri bir dağdır. Çünkü o, padişahların padişahının bir aman fermanıdır.
- در حقیقت هر یکی مو زان کهیست ** کان اماننامهی صلهی شاهنشهیست
- Sen bir kapıya yüzlerce kilit vursan bir sersem gelir, hepsini de söker çıkarır.
- تو اگر صد قفل بنهی بر دری ** بر کند آن جمله را خیرهسری
- Fakat bir şahne, herhangi bir kapıyı mumla kapatsa erler, babayiğitler bile ona yaklaşamaz, yürekleri oynar.
- شحنهای از موم اگر مهری نهد ** پهلوانان را از آن دل بشکهد
- Tanrı inayeti olan o iki üç kıl kötülüklerle arana girer, dağ kesilir; yüzlerde görünen nura benzer. 3875
- آن دو سه تار عنایت همچو کوه ** سد شد چون فر سیما در وجوه
- Ey iyi yaratılışlı adam, kerpiç komaya kalkışma, fakat çirkin şeytandan da emin olarak uyuma.
- خشت را مگذار ای نیکوسرشت ** لیک هم آمن مخسپ از دیو زشت
- Yürü, Tanrı kereminden iki tanecik kıl elde et de ondan sonra gam yeme, emin olarak uyu!
- رو دو تا مو زان کرم با دست آر ** وانگهان آمن بخسپ و غم مدار
- Bilgili adamın uykusu, ibadetten yeğdir. Hele insanı gafletten uyandıran bilgi olursa.
- نوم عالم از عبادت به بود ** آنچنان علمی که مستنبه بود
- Yüzme bilenin hareketsiz durması, aceminin elle ayakla savaşmasından iyidir.
- آن سکون سابح اندر آشنا ** به ز جهد اعجمی با دست و پا
- Acemi, elini ayağını oynatır durur, fakat boğulur. Yüzme bilense denizdeki dalgıç gibi yüzer durur. 3880
- اعجمی زد دست و پا و غرق شد ** میرود سباح ساکن چون عمد