- Bütün aleme sabredin der; sabır gönlün ve göğsün ışığıdır diye öğüt verirdik ya. 3900
- جمله عالم را نشان داده به صبر ** زانک صبر آمد چراغ و نور صدر
- Şimdi nöbet bizde. Neden sersem oluyor, çirkin karılar gibi neden çarşafa bürünüyoruz?
- نوبت ما شد چه خیرهسر شدیم ** چون زنان زشت در چادر شدیم
- Ey gönül! Herkesi hararetlendirdin ya; hadi bakalım, şimdi sen hararetlen, kendiliğinden utan!
- ای دلی که جمله را کردی تو گرم ** گرم کن خود را و از خود دار شرم
- Ey dil! Herkese öğüt verirdin ya; işte şimdi sana nöbet geldi, neden sustun?
- ای زبان که جمله را ناصح بدی ** نوبت تو گشت از چه تن زدی
- Ey akıl! Nerde o şekerler çiğneyen öğütün? Senin çağın şimdi. O hay ,hayın ne oldu?
- ای خرد کو پند شکرخای تو ** دور تست این دم چه شد هیهای تو
- Ey gönülden yüzlerce teşvişi gideren! Şimdi senin nöbetin, hadi, oynat sakalını! 3905
- ای ز دلها برده صد تشویش را ** نوبت تو شد بجنبان ریش را
- Kahpelik eder de şimdi sakalını oynatmazsan bundan önce de sakalına gülmüş olursun.
- از غری ریش ار کنون دزدیدهای ** پیش ازین بر ریش خود خندیدهای
- Başkalarına öğüt verme vaktinde hay hay, iş başa düşünce karılar gibi vay, vay ha!
- وقت پند دیگرانی های های ** در غم خود چون زنانی وای وای
- Başkalarının derdine dermen oluyordun ya; şimdi dert, sana konuk oldu, fakat susuverdin.
- چون به درد دیگران درمان بدی ** درد مهمان تو آمد تن زدی
- Askere bağırır, çağırır, orduyu teşvik ederdin hani. Neden sesin kısıldı, nutkun tutuldu? Kendine de bağırsana.
- بانگ بر لشکر زدن بد ساز تو ** بانگ بر زن چه گرفت آواز تو