English    Türkçe    فارسی   

6
3903-3912

  • Ey dil! Herkese öğüt verirdin ya; işte şimdi sana nöbet geldi, neden sustun?
  • ای زبان که جمله را ناصح بدی  ** نوبت تو گشت از چه تن زدی 
  • Ey akıl! Nerde o şekerler çiğneyen öğütün? Senin çağın şimdi. O hay ,hayın ne oldu?
  • ای خرد کو پند شکرخای تو  ** دور تست این دم چه شد هیهای تو 
  • Ey gönülden yüzlerce teşvişi gideren! Şimdi senin nöbetin, hadi, oynat sakalını! 3905
  • ای ز دلها برده صد تشویش را  ** نوبت تو شد بجنبان ریش را 
  • Kahpelik eder de şimdi sakalını oynatmazsan bundan önce de sakalına gülmüş olursun.
  • از غری ریش ار کنون دزدیده‌ای  ** پیش ازین بر ریش خود خندیده‌ای 
  • Başkalarına öğüt verme vaktinde hay hay, iş başa düşünce karılar gibi vay, vay ha!
  • وقت پند دیگرانی های های  ** در غم خود چون زنانی وای وای 
  • Başkalarının derdine dermen oluyordun ya; şimdi dert, sana konuk oldu, fakat susuverdin.
  • چون به درد دیگران درمان بدی  ** درد مهمان تو آمد تن زدی 
  • Askere bağırır, çağırır, orduyu teşvik ederdin hani. Neden sesin kısıldı, nutkun tutuldu? Kendine de bağırsana.
  • بانگ بر لشکر زدن بد ساز تو  ** بانگ بر زن چه گرفت آواز تو 
  • Aklınla elli yıldır ördüğün kumaştan bir zıbın yap da giyin bakalım! 3910
  • آنچ پنجه سال بافیدی به هوش  ** زان نسیج خود بغلتانی بپوش 
  • Dostların kulakları, sesinden hoşlanıyordu. Elini çıkar da şimdi kulağını çek!
  • از نوایت گوش یاران بود خوش  ** دست بیرون آر و گوش خود بکش 
  • Daima baştın, kendini kuyruk yap da ayağını, elini, sakalını, bıyığını az kaybet.
  • سر بدی پیوسته خود را دم مکن  ** پا و دست و ریش و سبلت گم مکن