English    Türkçe    فارسی   

6
3917-3926

  • Padişah şarap sundu. Hoca kızdı kabul etmedi. Padişahtan da yüz çevirdi sakiden de.
  • Ben ömrümde şarap içmedim. Halis zehir, bence şaraptan daha hoş.
  • Kendinize gelin, bana şarap yerine zehir verin, içip öleyim de kendimden de kurtulayım, sizden de dedi.
  • Şarap içmeden gürültüye başladı. Mecliste ölüm gibi, canavar gibi bir hal aldı. 3920
  • Nefis ehliyle şu balçığa kapılmış olanlar gibi hani. Onlar, gönül ehliyle oturdular mı bu hale gelirler işte.
  • Tanrı, kendi haslarına gizlilik aleminde hürlerin içtikleri şaraptan sunar ancak.
  • Onlar, perde ardında kalanlara, hakikatı görmeyenlere o şaraptan sunarlar ama duygu o, şarabın sözünden başka bir şey duymaz.
  • Hakikati görmeyenler, onların irşadından yüz çevirirler. Çünkü gözle onların ihsanını göremez.
  • Kulaklarından boğazlarına bir yol olsaydı onların öğütleri, gönüllerine tesir ederdi. 3925
  • Fakat bu çeşit adam, baştanbaşa ateştir, nur değil. Yakıcı ateşe de ancak kabuklar atılır.