English    Türkçe    فارسی   

6
3963-3972

  • Ne oluyor bir göreyim diye gitti. Oradaki kıyamet alametini gördü.
  • Hoca, korkusundan hemen sıçrayıp meclise gitti, ateş gibi derhal şarap kadehini kaptı.
  • Padişah cehennem gibi kızmış gazaba gelmişti. O kötü işi işleyen hocanın da, kızın da kanına susamıştı. 3965
  • Fakih padişahı hiddetli, gazaplı görünce kötü bir hale düştü, zehir kadehi gibi acı ve kanlı bir hale geldi.
  • Sakiye, yahu acele et dedi, neye öyle sersem, sersem oturuyorsun? Çabuk padişahı neşelendir.
  • Padişah gülümsedi, ey ulu er dedi, hoşlandım, o kız senin olsun!
  • Ben padişahım, benim işim adalettir, lütuftur. Ne yersem cömertliğim, sevgiliyi de onu verir.
  • Tatlı, tatlı içemediğim şeyi nasıl olur da sevgiliye verir, ona azık olarak sunarım? 3970
  • Ben kendi hususi soframda ne yersem kullarıma da onu yediririm.
  • Pişmiş olsun, ham olsun… Ne yemek yersem kölelerime onu yedirir, onları o yemekle beslerim.