English    Türkçe    فارسی   

6
4056-4065

  • Sabretmeden takatim tak oldu. Başıma gelen şey aşıklara ibret kesildi.
  • طاقت من زین صبوری طاق شد  ** راقعه‌ی من عبرت عشاق شد 
  • Ayrılık yüzünden canıma doydum. Ayrılıkta yaşamak, münafıklıktır.
  • من ز جان سیر آمدم اندر فراق  ** زنده بودن در فراق آمد نفاق 
  • Ayrılığın derdi, niceye bir beni öldürecek? Kes başımı da aşk, bana bir baş bağışlasın.
  • چند درد فرقتش بکشد مرا  ** سر ببر تا عشق سر بخشد مرا 
  • Dinim, aşkla yaşamaktır. Bu canla, bu başla diri kalmak, bunlarla yaşamak benim için ayıptır, ardır.
  • دین من از عشق زنده بودنست  ** زندگی زین جان و سر ننگ منست 
  • Kılıç aşıkın canından tozu, toprağı siler süpürür. Çünkü kılıç, suçları kökünden mahveder. 4060
  • تیغ هست از جان عاشق گردروب  ** زانک سیف افتاد محاء الذنوب 
  • Ey güzel ömürlerdir “Hayatım ölümümdedir” diye aşkının davulunu dövüp durmaktayım.
  • چون غبار تن بشد ماهم بتافت  ** ماه جان من هوای صاف یافت 
  • Beden tozu kalktı mı ayım parlar. Can ayım, saf bir hava bulur.
  • عمرها بر طبل عشقت ای صنم  ** ان فی متی حیاتی می‌زنم 
  • Can, su kuşu olduğunu dava etmede. Artık bela tufanından feryat eder mi hiç?
  • دعوی مرغابی کردست جان  ** کی ز طوفان بلا دارد فغان 
  • Gemi parçalanmış, kaza ne gam? Onun gemisi, suya ayak basıvermektir.
  • بط را ز اشکستن کشتی چه غم  ** کشتی‌اش بر آب بس باشد قدم 
  • Canım ve bedenim, bu dava ile dirildi. Artık ben bu davadan nasıl vazgeçer, nasıl sukut edebilirim? 4065
  • زنده زین دعوی بود جان و تنم  ** من ازین دعوی چگونه تن زنم