- Vay o kuşa ki kanadı bitmeden yücelere uçmaya kalkışır da tehlikeye düşer!
- وای آن مرغی که ناروییده پر ** بر پرد بر اوج و افتد در خطر
- İnsana kol kanat akıldır. Adamın aklı olmazsa kendisine başka bir aklı kılavuz etmesi gerektir. 4075
- عقل باشد مرد را بال و پری ** چون ندارد عقل عقل رهبری
- Ya üstün ol, ya üstünlüğü ara. Ya görüş sahibi ol, yahut bir görüş sahibi ara.
- یا مظفر یا مظفرجوی باش ** یا نظرور یا نظرورجوی باش
- Akıl anahtarı olmaksızın bu kapıyı açmaya kalkışmak beyhudedir, doğru değildir. Açılmaz.
- بی ز مفتاح خرد این قرع باب ** از هوا باشد نه از روی صواب
- Heva ve heves yüzünden bütün bir alemi tuzağa tutulmuş gör. İlaç rengindeki yaralara karmış bil.
- عالمی در دام میبین از هوا ** وز جراحتهای همرنگ دوا
- Yılan, ölüm gibi göğsünün üstüne dayanıp ayağa kalkmış, ağzına da kuş avlamak için büyük bir yaprak almıştır.
- مار استادست بر سینه چو مرگ ** در دهانش بهر صید اشگرف برگ
- Otlar arasında o da bir ot gibi boy vermiştir. Kuş, onu bir dal sanır. 4080
- در حشایش چون حشیشی او بپاست ** مرغ پندارد که او شاخ گیاست
- Yemek için yaprağın üstüne oturdu mu yılanın ve ölümün ağzına düşer.
- چون نشیند بهر خور بر روی برگ ** در فتد اندر دهان مار و مرگ
- Bir timsah, ağzını açar. Dişlerinin çevresinde uzun, uzun kurtlar vardır.
- کرده تمساحی دهان خویش باز ** گرد دندانهاش کرمان دراز
- Yediğinin artığından dişlerinin arasında kalanlar kurtlanır, dişlerinin çevresinde kurtlar peydahlanır.
- از بقیهی خور که در دندانش ماند ** کرمها رویید و بر دندان نشاند