- Hani gönlün, ekmeksiz, azıksız şimşek gibi batıdan ta doğuya dek gidişi gibi. 4130
- آنچنان که میرود تا غرب و شرق ** بی ز زاد و راحله دل همچو برق
- Hani gün battıktan sonra insanların duygularının geceleyin uykuda şehirleri gezip tozduğu gibi.
- آنچنان که میرود شب ز اغتراب ** حس مردم شهرها در وقت خواب
- Hani arifin oturup durduğu halde gizli bir yoldan yüzlerce aleme gittiği gibi.
- آنچنان که عارف از راه نهان ** خوش نشسته میرود در صد جهان
- Böyle gidiş mümkün değilse o ilden gelen bu haberler, kimden geliyor öyleyse?
- گر ندادستش چنین رفتار دست ** این خبرها زان ولایت از کیست
- Bu haberlerde, bu dosdoğru rivayetlerde yüz binlerce pir ittifak etmiştir.
- این خبرها وین روایات محق ** صد هزاران پیر بر وی متفق
- Bu kaynaklarda, öyle zanla kurulmuş bilgilerde olduğu gibi türlü, türlü değil, bir tane bile aykırı şey yoktur. 4135
- یک خلافی نی میان این عیون ** آنچنان که هست در علم ظنون
- O arayış, karanlık gecede kıble arayışına benzer. Buysa öyle bir haldir ki gün ortası, Kabe de işte orada durup durmada.
- آن تحری آمد اندر لیل تار ** وین حضور کعبه و وسط نهار
- Kalk ey Nemrut, adamları kanat edin. Bu gerkesler, sana merdiven olamaz.
- خیز ای نمرود پر جوی از کسان ** نردبانی نایدت زین کرکسان
- Ey zayıf adam, cüzi akıl gerkese benzer. O daima leş yer de öyle uçar.
- عقل جزوی کرکس آمد ای مقل ** پر او با جیفهخواری متصل
- Abdal’ların aklıysa Cebrail’in kanadı gibidir. Mil ,mil yol alır ta sidre gölgesine uçar.
- عقل ابدالان چو پر جبرئیل ** میپرد تا ظل سدره میل میل