- Silahsız savaşa gitme. Korkusuzlar gibi tehlikeye atılma.
- بیسلاحی در مرو در معرکه ** همچو بیباکان مرو در تهلکه
- Kardeşleri, bu sözler söylediler ama o sabırsız şehzade dedi ki: Bana bu sözlerden nefret geliyor.
- این همه گفتند و گفت آن ناصبور ** که مرا زین گفتهها آید نفور
- Göğüs ateşle dolu bir mangala benziyor. Ekin kemale geldi artık orak zamanı. 4160
- سینه پر آتش مرا چون منقل است ** کشت کامل گشت وقت منجل است
- Gönülde bir sabır vardı, şimdi o da kalmadı. Sabrın yerine aşk gelip oturdu.
- صدر را صبری بد اکنون آن نماد ** بر مقام صبر عشق آتش نشاند
- Aşkın doğduğu gece sabrım öldü. O ölüp gitti. Tanrı sizlere ömür versin.
- صبر من مرد آن شبی که عشق زاد ** درگذشت او حاضران را عمر باد
- Ey söz söyleyen! Ben söz söylemeden de geçtim, dinlemeden de. Artık soğuk demir döğmeye kalkışma.
- ای محدث از خطاب و از خطوب ** زان گذشتم آهن سردی مکوب
- Hey gidi hey… Ben, baş aşağı gelmişim, ayağımı bırak benim. Nerde benim bedenimin cüzlerinde bir akıllı fikir?
- سرنگونم هی رها کن پای من ** فهم کو در جملهی اجزای من
- Ben deveyim, gücüm yettikçe yük çekerim. Düştüm mü kesilmem daha yeğ. 4165
- اشترم من تا توانم میکشم ** چون فتادم زار با کشتن خوشم
- Kesik başlarla dolu yüzlerce hendek olsa benim derdime karşı ancak bir eğlencedir bu.
- پر سر مقطوع اگر صد خندق است ** پیش درد من مزاج مطلق است
- Artık ben heva ve heves davulunu korkumdan kilim altında çalmayacağım.
- من نخواهم زد دگر از خوف و بیم ** این چنین طبل هوا زیر گلیم