English    Türkçe    فارسی   

6
4241-4250

  • Yürü Mısır’a git. İşin orada düzelecek. Tanrı niyazını kabul etti. O ricaları kabul eden Tanrıdır.
  • Falan yerde büyük bir define var. onun için ta Mısır’a kadar gitmen gerek.
  • Ey köhne adam durmadan hemencecik Bağdat’tan kalk, Mısır’a şeker kamışlığına kadar git!
  • Adam, Bağdat’tan kalkıp ta Mısır’a kadar gitti. Mısır’ı görünce sırtı kaşındı.
  • Sıkıntısını gidermek için hatifin vadine ümitlenerek Mısır’a gitti. 4245
  • Hatif, falan mahallede falan yerde gömülü pek nadir, pek değerli bir define var demişti.
  • Oraya kadar gitti ama az çok, hiçbir geçinecek parası pulu kalmadı. Halktan dilencilik etmeye niyet etti.
  • Fakat yüzü tutmuyor, utanıyordu. Sabretti, üzülüp durdu.
  • Derken yine açlıktan kıvranmaya başladı. Dilencilikten başka bir çaresi kalmadı.
  • Dedi ki: Geceleyin yavaş, yavaş çıkarım: karanlıktan görünmem de o suretle dilenirim. 4250