English    Türkçe    فارسی   

6
4298-4307

  • Dükkandan, baç, ve haraç almadan, dedikodudan halkı aldatmadan usanmazsın.
  • Altmış yıl gıybette bulunsan, insanların etini yesen yine doymazsın.
  • Kadınları avlamak için işvelerde bulunursun, defalarca güzel sözler söylersin de yine bir türlü usanç gelmez. 4300
  • Son söylediğin sözü, ondan öncekinden daha yanarak, daha çevik bir halde ve ilk söylediğinden yüzlerce daha hararetli olarak söylersin.
  • Dert, eski ilacı yeniler. Dert, her usanmış, bezmiş dalı kırar.
  • Eskileri yenileyen kimya, derttir. Nerede dert varsa orada usanç ne gezer?
  • Kendine gel de usançtan soğuk soğuk ah etme. Dert ara, dert ara, dert ara dert!
  • Abes ilaçlar, derde derman aramak için hile düzerler. Yol kesicidirler, baç diye para almaya kalkışırlar. 4305
  • Acı su, içildiği zaman soğuktur, hoş gelir ama susuzluğu kesmez.
  • Yalnız bir hiledir düzer, yüzlerce yeşillik bitiren tatlı suyu araştırmaya mani olur.