- Biz, kendimizden geçip senin denizine döndük. Asıldan süt içtik, geliştik.
- ما به بحر تو ز خود راجع شدیم ** وز رضاع اصل مسترضع شدیم
- Ey gulyabaniye aldanıp yolun ferilerine dalan, ey usulsüz kişi asıllardan az bahset.
- در فروغ راه ای مانده ز غول ** لاف کم زن از اصول ای بیاصول
- Bizim savaşımız da hakikatte bizden değildir. Sulhumuz da. Her halimiz, Allah’nın iki parmağı arasındadır. 45
- جنگ ما و صلح ما در نور عین ** نیست از ما هست بین اصبعین
- Tabiat, iş ve söz bakımından cüzüler arasındaki savaş, pek korkunç bir savaştır.
- جنگ طبعی جنگ فعلی جنگ قول ** در میان جزوها حربیست هول
- Fakat bu âlem, şu savaşla durmadadır. Unsurlara bak da anla.
- این جهان زن جنگ قایم میبود ** در عناصر در نگر تا حل شود
- Dört unsur, dört kuvvetli direktir. Dünyanın tavanı, onlarla düz durmada.
- چار عنصر چار استون قویست ** که بدیشان سقف دنیا مستویست
- Her direk, öbürünü kırar. Su direği, ateş direğini yıkar.
- هر ستونی اشکنندهی آن دگر ** استن آب اشکنندهی آن شرر
- Halkın yapısı, zıtlar üstüne kurulmuş. Hâsılı biz, zarar bakımından da savaştayız, fayda bakımından da. 50
- پس بنای خلق بر اضداد بود ** لاجرم ما جنگییم از ضر و سود
- Ahvalin, birbirine aykırı. Tesir dolayısıyla her biri öbürüne zıt.
- هست احوالم خلاف همدگر ** هر یکی با هم مخالف در اثر
- Her an kendi yolumu vurup durmadayım, artık başkasına nasıl bir çare bulabilirim?
- چونک هر دم راه خود را میزنم ** با دگر کس سازگاری چون کنم