English    Türkçe    فارسی   

6
4322-4331

  • Adam kendi kendine, define evimdeymiş de neden yoksulluktan feryad ederim?
  • Definenin başında yoksulluktan ölüyormuşum. Ne kadar da gaflet içindeymişim, ne kadar da perde ardındaymışım, gözüm örtülüymüş, dedi.
  • Bu muştuluktan sarhoş oldu, derdi kalmadı. Dilsiz, dudaksız yüz binlerce hamd okudu.
  • İçinden nasibine ermek için bu sıkıntıya uğramam lazımmış. Halbuki abıhayat, benim meyhanemdeymiş. 4325
  • Yürü, ben yüce bir nimete nail oldum. Kendimi müflis sanıyordum, o körlüğe rağmen bu nimeti buldum.
  • İster bana ahmak de, ister aşağılık bir adam. O define benim oldu ya, sen dilediğini söyle.
  • Ben şüphesiz olarak muradımı gördüm. A kötü ağızlı, sen ne istersen söyle.
  • Ey ulu er, sen bana dertli de. Sence dertliyim ama kendimce hoşum ben.
  • Eğer bu iş aksine olsaydı da sana gül bahçesi, bana hor hakir bir yet kesilseydi ne yapardım, vay bana dedi. 4330
  • Örnek
  • Aşağılık bir adam, bir gün yoksulun birine dedi ki: Burada seni kimse bilmiyor.