English    Türkçe    فارسی   

6
4362-4371

  • Sevip beslerken vuslata eriştirme, umulmayacak şey değildir. Halbuki o, büyücülerin ellerini, ayaklarını kestirirken onları vuslatına eriştirdi.
  • نیست مخفی وصل اندر پرورش  ** ساحران را وصل داد او در برش 
  • Yürüyen ayakları olan kişinin yürüyüp gezmesi tabiîdir. Sen, büyücülerin ayakları kesildiği halde yürümelerini seyret!
  • نیست مخفی سیر با پای روا  ** ساحران را سیر بین در قطع پا 
  • Arifler, kan denizinden geçip gitmişlerdir de o yüzden daimî bir emniyet içindedirler.
  • عارفان زانند دایم آمنون  ** که گذر کردند از دریای خون 
  • Onların emniyeti, korkunun ta kendisinden meydana gelmiştir. Hâsılı her an da o emniyet, çoğalıp durur. 4365
  • امنشان از عین خوف آمد پدید  ** لاجرم باشند هر دم در مزید 
  • Ey temiz adam, korkudan gizlenmiş emniyeti gördün, ümidde gizli korkuyu da gör.
  • امن دیدی گشته در خوفی خفی  ** خوف بین هم در امیدی ای حفی 
  • O Bey, hileye saptı, İsa' yı tutturmak istedi. İsa, evine girdi, yüzünü gizledi.
  • آن امیر از مکر بر عیسی تند  ** عیسی اندر خانه رو پنهان کند 
  • O da taca sahibolmak için eve girdi. Halbuki İsa' ya benzedi, darağacının tacı oldu.
  • اندر آید تا شود او تاجدار  ** خود ز شبه عیسی آید تاج‌دار 
  • Aman beni asmayın, ben İsa değilim. Ben Yahudilere izi kutlu bir beyim dedi.
  • هی می‌آویزید من عیسی نیم  ** من امیرم بر جهودان خوش‌پیم 
  • Onlar, hemen yürüyün, saldırın, İsa'dır bu; bizim elimizden hileye saparak kurtulmak istiyor, tez darağacına çekin dediler. 4370
  • زوترش بردار آویزید کو  ** عیسی است از دست ما تخلیط‌جو 
  • Nice ordu vardır ki bir zafer elde etmek için. yürür. Kendi başını yer, artıklarını başkaları kapışırlar.
  • چند لشکر می‌رود تا بر خورد  ** برگ او فی گردد و بر سر خورد