English    Türkçe    فارسی   

6
4402-4411

  • Padişah, önceden onu, geçirdiği ahvali tamamiyle biliyordu ama muarrif de kendisine verilen vazifeyi yapmaktaydı.
  • Ey temiz adam, gönlündeki bir zerre irfan nuru, yüzlerce muarriften iyidir.
  • Kulağını muarrife vermek, perde ardında olmaya, vehme, zanna düşmeye delildir.
  • Kim can gözüyle görürse gözü, her şeyi apaçık görür. 4405
  • Canı, halkın tevatürüyle kanaat etmez, inancı, gönül gözünden meydana gelir.
  • Hâsılı muarrif, o seçilmiş padişahın huzurunda onun ahvalini anlatmak için ağzını açtı.
  • Dedi ki: Padişahım, bu, senin ihsanına avlanmış; dışarıya atılmaya lâyık değil. Padişahlıkta bulun.
  • Elini, bu devletin terkisine atmış. Onun sarhoş başını elinle okşa.
  • Padişah dedi ki: 8u delikanlı, ne mevki isterse, hangi ülkeyi dilerse vereceğim. 4410
  • Terkettiği malın, mülkün yirmi katını, fazlasıyla ona bağışlayacağım.